default-logo

Kendi Gözündeki Merteği Görmez de Elin Gözündeki Çöpü Görür

Başkasının işlerine o kadar meraklıyız ki anlatamam. Kim ne yapmış? Nasıl yapmış? Neden yapmış? Hep merak ediyoruz ve daha sonra da bunu başkalarına anlatıp yorum yapıyoruz.  Bu merak ettiklerimiz de daha çok olumsuz olaylar…

Eskiden mahalle aralarında “duydun mu komşu” diye başlanan dedikoduların yerini telefonlar aldı. Dedikodular şehirler arası da yapılıyor artık.  İster telefonla konuşarak , ister whatsApp gruplarında…

“Duydunuz mu ? ……kişi nişanlısından ayrılmış; ……kişi bu yaştan sonra üniversiteye gidecekmiş; ……kişi bir daha evlenmiş; ….kişi şalvarla dolaşıyor.”

Diğerleri cevaplıyor:

“Aaaaa olur mu hiç….

Yuh onu da mı yapmış…

Bu yaştan sonra üniversiteye gidip ne yapacak? Ne yapacağını şaşırdı bu…

O haaa yine mi evlenmiş…

Şunun giyimine bak, nasıl giyiniyor bu!”

Kim kiminle ne yaparsa yapsın, kim nasıl yaşarsa yaşasın. Size ne! Ama normalde öyle değil işte. Herkes merak edecek. Merak etmekle kalmayacak, duyduğunu başkasına da duyuracak. Daha sonra da başlayacaklar dedikoduya. Kimin kiminle ne yaptğı, nasıl yaşadığı, neye inandığı veya neye inanmadığı sizi neden ilgilendiriyor? Her şeyi  siz çok iyi mi yapıyorsunuz? Bütün bunlar neden oluyor? Biz dört dörtlük müyüz? Hiç bizim kendi kusurlarımız yok mu? Olmaz mı? Dolu. Dolu ama, biz kendimizdeki kusurları görmüyoruz. Kendimizin ne yaptığına bakmıyor başkalarının ne yaptığına bakıyoruz.

Kadının oğlu karısını aldatıyor, kadın kendi oğlunun yaptıklarını görmüyor başka birisinin oğlunun yaptıklarından bahsediyor. Başka bir kadın kendi çocuğunun yaptığı terbiyesizliği görmüyor diğerinin çocuğuna terbiye vermeye kalkıyor. Başka bir anne ise kendi çocuğunun gece yarılarına kadar alkol- uyuşturucu aldığını görmüyor, diğerinin oğlunun dine yönelişine laf ediyor.

Niye biz kendimizdekileri görmeden, başkalarındaki (bize göre) olumsuz tarafları merak ediyoruz? Onlardaki olumsuz tarafları vurgulayarak kendimizi yukarı çıkarmaya mı çalışıyoruz? Diğerlerinin olumsuz taraflarını vurguladıkça kendimizin yüceldiğini mi zannediyoruz? Hem bu hakkı nereden buluyoruz?

Keşke insanlar ilk önce kendine dönüp bakabilse… Başkalarından önce ben ne yapıyorum? Nasıl yaşıyorum? Nasıl davranıyorum? diye kendisini tanısa… Her şey, önce kendimizden başlıyor. Biz önce kendimizden sorumluyuz. Başkalarını eleştirmek ve onları değiştirmeye çalışmadan önce, biz kendimizi tanımalıyız. Değiştirmemiz gereken davranışlar varsa önce kendimizi değiştirmeliyiz. Kendimizi değiştirmenin ne kadar zor olduğunu görüp diğerlerini değiştirmekten vazgeçebiliriz böylece. Biz yalnızca örnek olabiliriz, o kadar. Gelip bize bir şey sorarlarsa cevaplayabiliriz ama kendileri istemeden onları değiştirmeye çalışmamalıyız. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun sonuçta hepimiz insan değil miyiz? Hem biz farklılıklarımızla bir arada yaşayabilirsek zenginleşmez miyiz? Diğer insanları olduğu gibi kabul etmek olgunluk değil midir? Bizim kendi hayatımızı istediğimiz gibi yaşamak istediğimiz kadar diğerlerinin de böyle bir isteği yok mudur?

Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle diyor: “Allah katında en sevimsizleriniz, ondan ona söz taşıyanlarınız, bozgunculuk çıkaranlarınız ve temiz insanlara leke sürmeye çalışanlarınızdır”

Gülpembe Yakın

Mertek: 1. Kestane ağaçlarını yontarak yapılan çit  2. Kısa ve kalın tahta parçası.

 

 

 

 

 

 

 

About the Author

Leave a Reply

*

captcha *